Pir Sultan Abdal’ın asıl adı Haydar’dır. Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, Çırçır Nahiyesi Banaz Köyünde doğan Pir Sultan Abdal'ın doğum tarihi bilinmiyor.
Alevi gelenekleri ve tarikat içinde yetişen ve dört çocuk babası olan Pir Sultan Abdal, bir Bektaşi tekkesinin piriydi. Kanuni Sultan Süleyman'ın padişah olduğu dönemde, Sivas çevresinde boy gösteren Alevi-Bektaşi Safevi-Türkmen kökenli yani Şah İsmail yanlısı Caferi mezhebi olaylarına karışan Pir Sultan, Sivas Beylerbeyi Deli Hızır Paşa'nın emriyle tutuklanmış ve asılarak idam edilmiştir. Ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor.
Hayati (Şah İsmail), Kul Hüseyin ve Kul Himmet’ten etkilenen Pir Sultan Abdal'ın şiirlerini "aşk, tasavvuf ve kavga şiirleri" diye üç ana gruba da ayırabiliriz. Medrese öğrenimi görmediği için, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı’ndan hiç etkilenmeyen Pir Sultan Abdal, Türkçe'yi öyle güzel kullanmıştır ki; Yunus Emre ve Karacaoğlan gibi Türk şiirinin temel taşlarından biri olmuştur. Anadolu’da yaşayan bütün Aleviler Pir Sultan’ı çok sevmişler ve onun hakkında efsaneler üreterek, şiirlerini dilden dile, nesilden nesile aktarmışlardır.
Bir efsaneye göre Pir Sultan’ın müritleri arasında Hafik ilçesi, Sofular Köyünden gelen Hızır isimli bir derviş varmış. Pir Sultan, Hızır'a demiş ki:
-Gidip okuyacaksın. Paşa, hatta vezir olacaksın. Fakat beni asmağa geleceksin!
Hızır, Pir Sultan’ın iznini alarak İstanbul’a gitmiş ve şansı açılmış, Paşa ve Beylerbeyi olmuş. Pir Sultan Osmanlının zulmüne karşı ayaklandığında, Paşa olan Hızır, isyanı bastırmak görevine tayin olmuş. Pir Sultan, Hızır Paşa tarafından tutuklanıp Sivas Toprak Kalesine konmuş ve idama mahkum edilmiş. Pir Sultan asılarak idam edilince de, Hızır Paşanın adı lanetle anılmaya başlamış.
Zeki Çalar
PİR SULTAN ABDAL
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
POPÜLER YAYINLAR
-
Aç artık dost kollarını, Gel ey dostum yavaş yavaş. Yol karanlık gözüm görmez, Gel ey dostum yavaş yavaş. Dardayım gel artık ulaş, Muhabbet...
-
Açıldı cennet kapısı, Lal-ü gevherdir yapısı. Kıldan incedir köprüsü, Geçebilirsen gel beri. Canımız melek canıdır, Tenimiz Selman tenidir....
-
Gel benim sarı tamburam, Sen ne için inilersin? Içim oyuk, derdim büyük, Ben anın'çin inilerim Koluma taktılar teli, Söyletirler bin bi...
-
Gelin canlar bir olalım, Münkire kılıç çalalım, Hüseyn'in kanın alalım, Tevekkeltü taalallah. Özü öze bağlayalım, Sular gibi çağlayalım...
-
Seyran edip şu alemde gezerken, Ah bana bir kanlı zalimden oldu. Yine dilim ile düştüm belaya, Sabır edemeyip dilimden oldu. Dedem bahçesi...
-
Gurbet elde bir hal geldi başıma, Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir. Derman arar iken derde düş oldum, Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir. Huma kuş...
-
On iki İmam'a uyanlardanız, Hakka doğru gider bu yollarımız. Biz Âl-ü evlâdı sevenlerdeniz, Hergün tesbih eder bu dillerimiz. Biatımız ...
-
Gelin özümüze sitem edelim, Hile ile huda ile hal olmaz. Hakkın divanına nice gidelim, Hak katında yalan söze yer olmaz. Yine gerçeklerden ...
-
Kul olayım kalem tutan ellere, Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz. Şekerler ezeyim şirin dillere, Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz. All...
-
Hu diyelim gerçeklerin demine, Gerçekierin demi nurdan sayılır. On'ki imam katarına düzülen, Muhammet Ali'ye yardan sayılır. İhlas i...
